27 Şubat 2008 Çarşamba

dokuzuncusu

O’nu orada öylece bıraktıktan birkaç hafta sonra, 19. yüzyıldan kalma bir şeyhülislamın, eski sevgilime dualar okumaya başladığını öğrendim. Zavallının durumuna çok üzülmüş. Bana da korkunç bir vicdan büyüsü yapmış. Güçlü bir adammış, birçok yardımcısı, birçok tanıdığı varmış. Merak ettim, tanışmak istedim. İyi de etmişim. Bana Hz. Elemterefiş’ten söz etti. Bana büyüden ve cinlerden söz etti. Bana henüz kurulmamış dinlerden, yapılmamış putlardan ve tapılmamış tanrılardan bahsetti. Ona minnettarım. Onu bu hale nasıl soktuğumu bilmek istedi. Ona güzelce vurduğumu söyledim. Sıkı vurduğumu, bütün kuvvetimle, bütün alet-edevatımla vurduğumu, omuriliklerini nasıl zedelediğimi, onu nasıl da tanınmaz hale getirdiğimi anlattım şeyhülislama. “Cezalandırılacaksın” dedi bana, gülüp geçtim.(ah evet, göreceğiz!). “Pişman olacaksın” dedi bana, hiç kafama takmadım. Daha sonra öğrenecektim, fotosentezin incelikleriyle birlikte, pişman olmayı da öğrenecektim.

Hz. Elemterefiş 1677 yılında, 14 yaşındayken doğdu. Annesi o kadar şişmandı ki, hamile olduğunun farkına bile varmadı. Doğum sancısı falan duymadı. Birgün, yıllardır adet görmediği aklına gelince farketti karnında birisi olduğunu. Bu adet kanıyla beslenmişti çocukcağız. Çocuğu aldılar, anne öldü. Çocuk çoktan büyümüştü. 1678 yılında müslüman oldu. 1690 yılında ilk kez Hristiyanlığı sorgulamaya başladı, Meryem Ana bakireydi evet, ama İsa doğarken, kızlık zarını da yırtması gerekmiyor muydu?Yani oğlu, annesinin kızlığını mı bozmuş oluyordu? İsa’nın gerçek babası kimdi? Bu tip sorulardan oluşan bir kitap yazdı. Daha sonra Müslümanlığı da eleştirdi. Hz. Muhammed’in saklandığı meşhur mağarayı, ana rahmine benzetti, hatta peygamberin ana rahmine dönüş psikozu yaşadığını, ve o mağarayı kapatan kutsal örümcek ağının bir kızlık zarı metaforu olduğunu belirtti. Bol bol işkence gördü. Bu işkenceler sırasında Tanrı’ya daha yakın olduğunu iddia edince bir zindana kapatıldı. Sonra da yavaş yavaş delirdi ve geriye bir takım sürrealist vahiyler bıraktı. Bu karakteri çok sevmiştim, bir anda idolüm oluverdi. Birkaç haftalık araştırmadan sonra, bu peygamber bozuntusunun ufak çapta bir cemaati olduğunu da öğrendim. Şeyhülislam da onun gizli müridlerinden biriydi, kuşkusuz. Tabii ki günümüzde yaşamıyordu bu cemaat, ama o eski zamanlarda yaptıkları bir takım münasebetsizlikler yüzünden oldukça fazla ilgi çekmişlerdi.

1 yorum:

duende dedi ki...

çok eğlenceli ve uzunca bir yazı girişinde bitirilivermiş.