4 Şubat 2008 Pazartesi

ikincisi

Dün diyordun sen sadece..trenle et taşınır mı be John? Bu istasyonlarda kaç intihar yaşandı, ya da ölündü? Bizi nereye götürüyorlar? Allahaşkına bize ne yapacaklar John? Ben sevdim, biliyorsun. Sonuna kadar sevdim ben ama işte bak neler oldu. Masum yerlerde yetiştik, masum yerlerde tanıştık, masum yerlerde seviştik, John! (Gözünüzün bu kısmıyla oynamayınız, yırtılabilir).

Ama bak sevdam canlı bomba oldu, geldi ta içimde bir yerlerime sarıldı ve booom..patladı. Bizi bomba yapımında kullanacaklar John! Sen sadece “dün” diyorsun. Dün. Sen orada kalmışsın. Aramızda ne var? Soruyorum sana aramızda ne var? Peki ya aranızda? Yeminli misin kendine? Kendi içinde kilitli misin? Niye sorularıma cevap vermiyorsun?

Dün...Ben etime geçen bu çengellere dayanamıyorum John, daha ne kadar yolumuz var sence? Seni konserve yapacaklar, beni kasaplar kesecek...umrunda mı? Seni, ya da, seni krema yapacaklar, insanlar fantezi yaparken seni sürecekler üzerlerine, seni yalayacaklar tenlerinden!Umrunda mı? Karanlık olması, kokmamız, korkmamız, kıpırdayamamamız umrunda mı John? Hiç bir sivil toplum örgütüne üye olmamamız umrunda mı?!Sevgilinin sana tuzu uzatmaması umrunda mı? Tuvalet kağıdı bitmiş, sikinde mi?

Yeter artık!Yıka şu kıçını! Ben kalbimde yüksek miktarda patlayıcı madde ele geçirilsin istemiyorum! Artık uzuvlarımı asansöre kaptırmak istemiyorum. Senin ölümünü, senin “dün” diye sayıklamanı izlemek istemiyorum John! Senin annen, o cadaloz kadın, mutfaktadır şimdi, evet, bir kıtırtı, bir hışırtı, voodoo bebeklerimizi rendeliyordur. Yoko yapmıştı onları bizim için. Yok’tan var etmişti. Sonra da kendini Yok etmişti senin uğruna. Evet, evet, “dün”, anlıyorum seni John, seni çok iyi anlıyorum hem de!

Seni krema yapacaklar, beni mangalda kızartacaklar. Şansımız varsa aynı sofraya düşeriz! Seni üzerime bile dökerler yanlışlıkla, üzerimde, belki de biftek olmuş bir parçamın üzerinde erirsin John...Ah, o zaman nasıl da aşık olurum sana, seni nasıl mutlu ederim, diğer bütün aşklarımdan daha mutlu, daha heyecanlı, daha ateşli, daha ölü yaşarım seni!

Dün di mi...Herşey dün. Bütün sorularımın cevabı dün...Her geçen saniye düne dönüşüyor. Gelecek, dünleri çoğaltmaktan ibaret. Gelecek, zamanı yutmaktan ibaret. Gelecek bizim narin umursamazlığımızdan ibaret John...

Karanlıkta kokuşuyoruz beraber. Tren rahatsız edici sesler çıkararak ilerliyor. Evet, elbette John...Bir an önce varalım, bir an önce görelim neler olacağını. Annen parçalarımızı en güzel yemeklerine katsın (siz de oturmaz mıydınız?Benim şevkat soslu parçalarım var, buyrun beraber yiyelim). Beni bir tek sen anladın John.

Dün...bütün sorunlarım o kadar uzakta görünüyorlardı ki...

Hiç yorum yok: